Gelin kuruluş öykümüzü Sevgili üyemiz Burç Aytı’nın kaleminden okuyalım.
Başlangıçta hiçbir şey yoktu.
Birkaç tecrübeli Rotary dostu aralarında konuşuyordu.
Bir yerlerde hala kadınlar öldürülüyordu, bir yerlerde hala eğitim açlığı vardı.
İnsanlar hala çevrelerini kirletiyordu.
Güç ve iktidar uğruna savaşlar oluyordu.
Toprak bas bas bağırıyordu.
Tüm canlılar tehdit altındaydı.
Bir tarafta yapay zeka hayatlarımıza her alanda girerken hala bir yerlerde açlıktan insanlar ölüyordu. Dünya susuzlukla yüz yüze iken global ısınma tüm dünyayı tehdit ediyordu. Ve tüm bunlara neden olan insanın eğitilmesi gerekiyordu. Eğitime kolayca ulaşmış insanların fark edemediği ise eğitime aç insanların olduğu ve dünyayı iyi yönde değiştirmeyi hepimizden daha çok istedikleriydi. Ve işte Türkiye gibi jeopolitik yeri çok önemli olan ülkede Ayfer Başkan’a eğitim temasına liderlik onuru verildi. Ayfer Başkan bu onuru büyük bir mütevazılıkla yol arkadaşları olan bizlere sundu. Şimdi bir isim ve amblem gerekliydi. Projelerin bir çatıya ihtiyacı vardı.
KİTAP
Bilgiyi yaymanın en eski en vazgeçilmez yolu
ELLER
“İyilik yapıyormuş gibi görünme
İyilik yap ve görünme. “
İşte bu sebeptendir ki, eller kitabın altında gizli. Eğitimin yaşı yok, zamanı yok, mekanı yok Her zaman her yerde her şekilde eğitim alabilir insan.
Bu sebepten kişiler bir mekanda ya da zamanda çizilmedi. Eğitim bir inanç işidir . Ve inanç kenarda duranlar için lükstür. Eğitim alan kişi önce kendine sonra evrene inanmaya başlar. Ellerin yukarı bakışı ondandır
Ve her insanın eğitim almaya hakkı vardır ve tanrı bize bu konuda yardımlarını esirgemeyecektir. ellerin dua eder gibi durmasının sebebidir.
ROTARY ÇARKI
Rotary çarkının en altta olması, sürekli çalışması ama bu konuda bir çıkar gözetmemesi sadece doğru insanları doğru insanlarla buluşturması, yardım alanı utandırmaması, yardım yapanı yüceltmemesi idealiyle en altta her an göreve hazır durması
İNSAN FİGÜRLERİ
Ege’nin baykuşunun kanatları kitabın sayfalarına Sıla’nın çocukları Rotary ile yükselen eğitim insanlarına dönüştü ve Atilla’nın aldığı tüm bu ilhamlarla yarattığı amblemimiz içlerimizde coşkuya dönüştü .
Ve Asuman Hanım’ın da dediği gibi eğitime el verenler Süheyla Başkanın megafon fikriyle “ eğitime ses'e“ dönüştü.
Eğitim diye çığlık atan herkesin sesi olmak için yolculuk başladı... Yolumuz açık olsun.
Ünlü bir yazar, kitabını yazabilmek için ıssız bir sahilde ev tutmuştu. Sahil bir medcezir sahili idi. Gündüz kitabını yazıyor akşamüzeri tüm sahili gören balkonunda içeceğini yudumluyordu.
Sular çekildiğinden beri sahilde sürekli bir eğilip bir kalkan adamı fark ediyordu . İlk günlerde çok önemsemese de koca sahilde bu adamın ne yaptığını merak ediyordu doğrusu. Bir akşamüzeri sahile indiğinde çok şaşırmıştı. Tüm kumların üzeri deniz yıldızları ile doluydu. Ve bu adam yerden yıldızları alıp alıp denize fırlatıyordu. Yaklaşıp ne yaptığını sordu yazar. “Deniz yıldızlarının hayatını kurtarıyorum” dedi adam. Yazar etrafına bakarak “milyonlarca yıldız var ne fark eder ki” dedi. Adam yere eğilip bir tane deniz yıldızı daha aldı . Denize fırlattı ve dedi ki
“Bu attığım yıldız için çok şey fark etti...”
Tek bir deniz yıldızını bile geride bırakmayacağız .
Dileyelim böyle olsun…